Yeni Hastane Müjde mi, Sağlıkta Gerileme mi?
Yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin inşa edileceğine dair yapılan açıklamalar, kamu sağlık sistemi açısından umut verici bir gelişme gibi görünmekle birlikte, kamuoyuna aktarılan bilgiler ışığında ciddi soru işaretleri barındırmaktadır. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak, kurulacak hastanenin gerçek bir devlet hastanesi modeliyle yapılandırılması gerektiğini hatırlatır; sürecin bilimsel, şeffaf ve halk sağlığını önceleyen bir anlayışla yürütülmesinin zorunlu olduğunu vurgularız.
Yapılan açıklamalarda, yeni hastanenin ilk etabının 320 yatak kapasitesine sahip olacağı, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ise tadilat sonrası 456 yatak kapasitesiyle hizmet vereceği ifade edilmiştir. KKTC İstatistik Kurumu verilerinde Lefkoşa’daki kamudaki yatak sayısının 825 olduğu belirtilmekte. Bu durumda, kamuoyuna “kapasite artışı” olarak sunulan bu projenin, gerçekte Lefkoşa’daki toplam yatak kapasitesini azaltma riski taşıdığı ortadadır. Bu tablo bizlere, ya ciddi bir plansızlıkla karşı karşıya olduğumuzu ya da kamusal sağlık hizmetlerinin geri plana itilerek, sağlığın özelleştirileceğini düşündürmektedir.
Ayrıca, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin tadilat sürecinin yeni hastane inşaası ile paralel şekilde başlanacağı açıklandı. Bu süreçte kamusal sağlık hizmetlerinin nasıl sürdürüleceği, geçici hizmet planlamalarının ne şekilde yapılacağı ve halkın sağlık hizmetlerine erişiminin nasıl güvence altına alınacağı konusunda herhangi bir netlik bulunmamaktadır.
OECD verilerine göre, 10.000 kişiye düşmesi gereken yatak sayısının 42 olması gerektiği belirtilmiştir. Devlet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda, ülkenin 10 yıl sonraki projeksiyon nüfusunun 700.000 olacağı varsayımıyla kamuda 1850 yatak hedeflendiği ifade edilmiştir. Ancak güncel nüfusun halihazırda 1 milyonu aştığı dikkate alındığında, bu planlamanın en baştan hatalı olduğu ortadadır. Üstelik 700.000 nüfus varsayımıyla dahi olması gereken 2.900 yatak kapasitesinin kamuda yalnızca 1.850 ile sınırlandırılması, kalan kapasitenin özel sektörden karşılanacağına işaret etmektedir. Bu da sağlığın adım adım özelleştirileceğinin açık ilanıdır. Ayrıca bu yaklaşımın finansman modeli de kamuoyuna açıklanmalıdır.
KTTB olarak, ülkemizin sağlık politikalarının günübirlik kararlarla değil, uzun vadeli, bilimsel temellere dayalı, sürdürülebilir ada gerçeklerine uygun, gerçekçi planlamalarla adayı bilenlerce yapılması gerektiğini savunmaktayız.
Bu nedenle, ülkemizdeki sağlık plan ve alt yapı yatırım projelerinin KKTC Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanması ve KKTC Sağlık Bakanı tarafından duyurulması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Bu memleket de, sağlığı da bizim.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu