Tüm dünya gibi ülkemizde de halen devam etmekte olan COVID-19 Pandemisinin toplum sağlığını tehdit etmesinden başka, ekonomik ve sosyal alandaki etkileri de artarak devam etmektedir. Öyle ki sağlık alanında alınması gereken önlemlerin yanı sıra ciddi sosyoekonomik girişimler ve planlı çalışmalar yapılmadığı takdirde bu olumsuzluklar pandemi sona erdikten sonra bile etkilerini sürdürme potansiyelindedir.

Ülkemiz ekonomik verileri gayri safi milli hasılada ciddi daralma olduğunu , ekonominin % 16.2 oranında küçüldüğünü ve bu daralmanın tüm Avrupa Birliği üye ve aday ülkeleri arasında en yüksek oranda olduğunu göstermektedir. Yine son bir yılda ülkemizde fiyatlardaki artış %20’nin üzerinde iken Euro Bölgesi ülkelerinde ise %3 oranında ölçülmüştür.

Hızla artan fiyatlar, daralan ekonomi aynı zamanda istihdamı da olumsuz etkilemiş işsizlik oranı %10 seviyesine varmıştır. COVID 19 Pandemisi sonrası ortaya çıkan ekonomik kriz kadınlar ve gençler için daha önemli gerilemelere neden olmuştur. Öyle ki gençler arasında %29 olarak ölçülen işsizlik genç kadınlarda %34 seviyesine ulaşmıştır.

Bu koşullarda Kıbrıslı Türk toplumunda kişi başına düşen milli gelir 2019 yılında 12 bin 649 USD iken 2020 yılında 10 bin 55 USD’a gerilemiştir.

Ülkenin ve toplumun yoksullaşması beraberinde sosyokültürel ve sağlık alanında sorunları getirecektir. Çocuklarımızın bugün bile ciddi boyutlara ulaşan ve telafisi gittikçe zorlaşan eğitim kayıpları ise tüm bu yaşananların toplumsal anlamda bizlere en pahalıya mal olacak yönüdür.

Bugüne kadar toplam 96 can kaybı, 23 binden fazla COVID-19 vakası yaşanan ülkemizde kışın gelmesi ile yeni bir dalganın yaşanması da beklenmektedir. Buna rağmen yaşanmakta olan ciddi denetim zafiyetinin de etkisi ile toplumun korunma tedbirlerine uyumu sağlanamamaktadır. Diğer yandan pandemi mücadelesinde elimizdeki en önemli güç olan aşılar konusunda da bugüne kadar Sağlık Bakanlığı ve hükümetler tarafından toplumun tereddütlerini giderecek yeterli açıklama ve girişimler yapılmamıştır.

Pandemi sürmekteyken ve yeni bir dalga yaşanması olasılığı ile yüz yüzeyken sağlık sisteminde ve kamu hastanelerindeki sorunlar dün olduğundan bile fazla olarak karşımızda durmaktadır. Kamu hastanelerinde çalışmakta olan hekimlerin yarısına yakını iş güvencesiz olarak çalıştırılmakta, diğerleri ise farklı yasal statülerde bulunduklarından çalışma barışının sağlanması gün geçtikçe zorlaşmaktadır.

Yoksullaşan toplumun kamu hastanelerine talebi her geçen gün artmasına karşın, hastanelerde alt yapı, sağlık çalışanı, tıbbi cihaz ve malzeme, ilaç ve kit eksiklikleri bir türlü giderilememektedir.

Birkaç gün önceki yağmurda ameliyathanelerde hastalarımızın ameliyatları sürmekteyken yağmur sularının ameliyathane tavanlarından akması gelinen durumun vahametini gözler önüne sermiştir.

Lefkoşa’ya yapılacağı duyurulan 500 yataklı yeni hastanenin lansmanı geçtiğimiz günlerde yapılmasına karşın hala söz konusu hastanenin bir şehir hastanesi mi yoksa devlet hastanesi mi olacağı açıklanmamıştır. Diğer taraftan Acil Durum Hastanesi yapım ve devir aşamalarında yaşanan sorunlar halen giderilememişken yeni hastanenin ülkemiz kurum ve kuruluşlarının katılımı ve sorumluluğunda ve yasal mevzuatına uygun olarak yapılması gerektiği de ortadadır.

Ülkenin her köşesinde sorunlar varken hükümet istisnai vatandaşlıklara devam etmekte, hastanesi olmayan ülkeye külliye yapılması planlanmaktadır.

Pandemi nedeni ile işini-aşını kaybeden, yoksullaşan insanlarımız daha iyi ekonomik politikalar, eğitim kaybı yaşayan çocuklarımız daha iyi bir pandemi yönetiminin yanında yetkililerin üzerlerine düşen denetim ve organizasyon görevlerini yerine getirmelerini beklemektedir.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak ülkemizde koruyucu sağlık hizmetlerinin, kronik hastalıklar açısından toplum bazlı taramaların başlatılması ve geliştirilmesi için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere işbirliği çağrısında bulunmak istiyoruz.

Günümüzde pandemi mücadelesi ön planda olmasına karşın tüm diğer hastalıklar ve sağlık sorunlarının devam etmekte olduğunu hatırlatır, biran önce sağlık sistemindeki ve hastanelerdeki sorunların, eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi gerektiğini,  sağlıktan yapılacak tasarrufun ve en küçük ihmalin insan yaşamına mal olacağını belirtmek isteriz.

Bütün bu sorunlar içinde ama umudumuzu kaybetmeden, daha iyiye varmak için birlikte mücadele ederken yine bir 22 Kasım Diş Hekimliği Günü’ne gelmiş bulunmaktayız. Pandemi şartlarında en yüksek risk altında çalışmakta olan tüm diş hekimlerimize ayrı ayrı teşekkür eder, 22 Kasım Diş Hekimliği Günlerini kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu (a)

Dr. Özlem GÜRKUT

(Başkan)