2025 yılı bütçesinde sağlığa ayrılan pay, toplumun artan nüfusa paralel artan sağlık ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalmış, sene bitmeden yaşadığımız ilaç krizi de bütçenin yetmediğini göstermiştir. 2025 yılı, sağlığa  erişimdeki  sorunların,  sağlık çalışanlarının yükünün daha da arttığı bir yıl oldu. Yapılan sağlık yatırımları gerekli organizasyon yapılmadığı için yeterince hizmete dönüşemedi. Tabiki sağlık yalnızca hastalıkların tedavisiyle değil, insanların sağlıklı kalmasının, korunması ile  mümkündür. Bu nedenle 2026 yılı bütçesi, 2025 gibi hastalık merkezli değil, koruyucu ve önleyici sağlık anlayışını temel alan, sağlıkta erişebilirliği artıracak bir plan ile hazırlanmalıdır.

Gerçek bir sağlık politikası, tedaviye yönlendiren bir sevk zincirini finanse etmek yerine, bireyi hasta olmadan önce destekleyen ve toplumun sağlık bilincini güçlendiren, insanı hasta olmaktan koruyan bir sistem kurmayı hedeflemelidir. Bunun için bütçenin yapısı değişmeli; sevkler ve tedavi edici hizmetler yerine, kaynaklar birinci basamak sağlık hizmetlerine, halk sağlığı çalışmalarına, okul, çevre, yaşlı sağlığına, kronik hastalıkların önlenmesine, hastalıkların erken tanısına ve toplumun sağlığını desteklenmeye odaklanmalıdır.  İşte bu nedenlerle sağlık bütçesinin genel bütçeden payının en az % 11’e çıkarılması, bu farkın koruyucu, önleyici sağlığa ayrılması, bu dönüşümün başlangıç noktası olmalıdır.

Sağlıkta kalitenin artırılması da yalnızca yeni binalar veya cihazlarla değil, güçlü bir akreditasyon ve değerlendirme sistemiyle mümkündür. 2026 yılı bütçesi, sağlık kurumlarının kalite standartlarını yükseltme kalemleri içeren; hasta güvenliği, çalışan memnuniyeti ve hizmet verimliliğini destekleyen planlar da içermelidir.

Bütçede önceliklerden biri de, yerelde sağlığa erişilebilirliği artırmak olmalıdır. Her bireyin yaşadığı bölgeden nitelikli, standardize edilmiş sağlık hizmetine kolayca ulaşabilmesi şarttır. Bu amaçla Kıbrıs’ın kuzeyi sağlık ocakları ile örülmeli, yerel yönetimlerle işbirliği içinde insanımızın yerelde sağlığa erişimi sağlanmalıdır.

Ayrıca sağlık sisteminin sürdürülebilirliği, yalnızca altyapıya değil, insana yatırım yaparak sağlanabilir. Sağlık çalışanlarının sürekli mesleki gelişimini destekleyen, hizmet içi eğitimleri güçlendiren, bilgi ve beceri güncelleme olanaklarını artıran, sağlıkta sertifikasyonu şart koşan bir sağlık planlaması, bütçe şarttır. Eğitimli, motive ve desteklenen sağlık çalışanı, güçlü, kaliteli ve güncel bir sağlık sisteminin esasıdır. Açılması hayal edilen Girne, Güzelyurt ve Lefkoşa yeni hastaneleri sağlık çalışanlarının eğitimlerinin şimdiden planlanması ve bütçeye konması elzemdir.

2026 içinde geçirilmeyen Sağlık Hizmetleri Dairesi Yasası, Temel Sağlık ve Yataklı Tedavi Kurumları yasaları güncel ihtiyaçlara göre güncellenmelidir. Ayrıca hep istenen, planlanan, her parti programı ile Türkiye-KKTC arasındaki protokollerde yer alan Genel Sağlık Sigortası ülke gerçeklerine uygun şekilde devreye alınmalıdır.

2026 yılı bütçesi, geçmişin eksikliklerini tekrarlamamalı; sevk ve tedavi edici hizmetler odaklı olmaktan öte; koruyucu hizmetleri, kaliteyi, yerelde sağlığa erişimi ve mesleki gelişimi merkeze alarak toplumun gerçek ve kaliteli kamusal sağlık ihtiyacına yanıt vermelidir. Bu bütçe, yalnızca rakamların değil, insana, geleceğe ve yaşam kalitesine yapılan bir yatırımın bütçesi olmalıdır.

 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu (a)

Prof. Dr. Ceyhun Dalkan, MD

(Başkan)